Yüzyıllar önce, Asya’nın Avrupa’ya uzanan can damarı İpek Yolu, Eskişehir üzerinden gelerek Bursa’dan geçip, Avrupa’ya giderdi.
Bursa tarih boyunca her zaman önemli ve stratejik bir kentolagelmiş, Osmanlı’nın da ilk başkenti olmuştur.
Günümüzde de Uludağ’ı, yeşili ve meyveleri ile ülkemizin en gözde yerlerinden ve Türkiye’nin en büyük 4. kenti olan Bursa, ekonomik bakımdan İstanbul’dan sonra Marmara Bölgesi’nin en önemli kenti durumundadır.
1460 yıldır üretilen ipek ile varlıklı bir kent haline gelen Bursa, zaman içinde birçok anıtsal esere de sahip olmuştur.
İşte bu eserlerden bugüne kalanların en eskilerden biri de, 1517 yılında Davut Paşa tarafından yaptırılan Eskişehir Hanı’dır. Kervansaray konsepti ve Han mimarisi içinde yaptırılan bu ilk yapıdan günümüze sadece birkaç kemer ve ‘dolap’ kalmıştır.
1530 ve 1765 yıllarında meydana gelen yangınlar sonucu büyük zararlar gören çarşı 1608 yılında Kalenderoğlu isyanlarında yakılıp yıkılmış ve zaman içerisinde eski güzelliğini ve işlevini yitirmiştir.
Buna rağmen, Eskişehir Hanı, Bursa’nın kalbini oluşturan merkezde yer aldığından her dönem önemini korumuş ve odak merkezlerinden biri olmayı sürdürmüştür.
Tarihi yaşama döndürmek amacı ile Bursa BüyükşehirBelediyesi, bu önemli yapıyı mülkiyet sahipleriyle anlaşma sağlayarak büyük bir özveri ile restore ettirmiş ve çevresini kapatan gereksiz alanları kaldırıp yeşil alanlara çevirerek, Eskişehir Hanı’nı bir anlamda eski güzelliğine kavuşturmuştur.